Obezite tedavisi medikal veya endoskopik yöntemleri kapsayan konservatif yaklaşımlardır. Medikal tedavide uygun diyet ve egzersiz anahtar bileşenlerdir. Önerilen dengeli diyet kişinin hayat tarzına bağlı olarak ortalama 1200-2000 kalori içermelidir. Günlük 500 kalorilik bir kısıtlama ile yapılan diyetler, haftada yarım kiloya yakın kilo verilmesini sağlar. Düzenli bir egzersiz programı da çok önemlidir. En az haftada 3-5 kez 30-40 dakikalık bir egzersiz önerilmektedir. Diyet ve egzersiz bazı hastalarda etkin olabilmesine karşın, asıl problem devamlılıktır. Obezite tedavisi gören hastaların maalesef ancak %5 ile ’u kilo vermede devamlılık göstermektedir.

Endoskopik yaklaşımlar temel olarak yer kaplayan girişimlerdir. Bunların içerisinde Garren Edwards mide balonu ABD’de 1985 yılında üretilmiş ve ilk kez FDA onayı almıştır. Çift kör çalışmalar ne diet ne de diet davnanışları üzerine hiçbir etkisi olmadığını göstermiştir.

Obezite tedavisi, cerrahi yöntemle yapıldığında en iyi sonuçları gösterir yalnız şu unutulmamalıdır ki obezitenin cerrahi tedavisi, hastanın kendisinin de yaşam tarzını değiştirmesi ve hayatını daha sağlıklı yaşamasını gerektirir. Çözüm sadece obezite ameliyatı değildir. 

Sonuç olarak ilk kez 1991 yılında NIH (Ulusal Sağlık Enstitüleri) tarafından diyet ve egzersiz yöntemleriyle kilo vermede başarısız olan ve vücut kitle indeksi 40’dan fazla olan hastaları obeziteye bağlı hastalıklar için yüksek riskli olarak tanımlayarak cerrahiyi önermiştir. Bu tarihten itibaren obezite tedavisinde cerrahi yöntemlerin önemli bir rolü olmuştur. Günümüzde ABD’de obezite tedavisi ve neden olduğu metabolik hastalıklar için yılda ortalama 250.000 cerrahi işlem yapılmaktadır.